İstanbul’un Pendik ilçesi sakinlerinden Metin bir gün arabasına binip Kartal’a gitmek için yola çıktığında beklenmedik bir deneyime adım atmış oldu. Arzu isminde otostopçu bir travestiye Pendik’in sessiz sokaklarında yardım etmek istediğinde ise yaşayacağı yolculuk hiç tahmin ettiği gibi gelişti.

Yoldayken Pendik’in geniş caddelerinde seyrederken Metin birini uzaktan beklerken gördüğünde dikkatini çeken zarif ve kendinden emin duruşlu birisi vardı karşısında. Aracını kenara çekip kapıyı açınca içeri hoş bir şekilde teşekkür ederek giren travesti Arzu ile Kartal’a kadar olan yol boyunca güzel bir sohbete başladılar.

Metin ve travesti Arzu Pendik’ten Kartal’a uzanan yolculukları sırasında İstanbul’daki yaşamın hem zorluğunu hem de güzelliklerini konuştular. Travesti Arzu özellikle Pendik ve Kartal gibi ilçelerde travesti olmanın deneyimini paylaştı ve zaman zaman insanların önyargılarıyla baş etmek zorunda kaldığını ancak İstanbul’un özgür ve zaman zaman kucaklayıcı atmosferinde kendisini daha rahat hissettiğini söylemeyi de ihmal etmedi.

Metin daha önce Kadıköy travestileri ile yaşamış olduğu bir deneyimi travesti Arzu’ya anlattığında ise sohbet daha da koyulaştı ve Kadıköy’deki travesti yaşamı ile Pendik, Kartal ilçesinin karşılaştırmasına kadar uzanan hayli derin ve koyu bir hal aldı.

Travesti Arzu’nun aktardığına göre ; özellikle Kartal gibi daha merkezi yerlerde travestiler kendilerini ifade etmekte daha rahat hissediyorlardı. Pendik’teyse bu konuda biraz daha geleneksel bir yaklaşım oluyordu zaman zaman ancak değişimin etkilerinin her yerde hissedildiği biliniyor. Bu konuşma esnasında Metin travesti Arzu’nun cesaretine ve yaşam enerjisine hayranlık duymuştu.

Metin ve Arzu Kartal’a vardıkları zaman birlikte seyahat ettiler ve Metin Arzu’yu gideceği yere kadar götürdüğünde bu kısa ancak samimi yolculuk her iki taraf için de unutulmayacak bir an haline geldi.

İstanbul’un çeşitli yönlerini temsil eden bu iki kişi Pendik’ten Kartal’a kadar olan kısa mesafede hayatları hakkında derin bir sohbete daldılar. Metin Arzu’yu tanımanın sadece bir karşılaşma değil tam anlamıyla duygusal ve gelişimsel bir yolculuk olduğunu hissetti.